işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
Kadin Sagligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadin Sagligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir Victoria's Secret Meleği Kolay Yetişmiyor

Victoria's Secret... Evet sizin de adını duyunca içiniz bir hoş oldu, aklınıza o görkemli yılbaşı şovları geldi değil mi? Her senenin başında bize kendilerini izletip iç geçirten, erkeklerin bayıldığı, kızlarınsa kıskançlıktan çatlayıp sevgililerinin gözlerini kör etmek istediği Victoria's Secret melekleri...



Tabii ki o kilolarca ağırlıkta kostümleri, pelerinleri taşımaya rağmen dimdik yürüyebilmek, bir gram fazla yağ olmadan gezebilmek her yiğidin harcı değil.

Güzellik dediğimiz şey, genetik potansiyelin üzerine yapılan rötuşlardan ibaret. Yani genlerinizde yoksa ağzınızla kuş tutsanız da olmuyor. İkisi birden gerekli. Fakat bu rötuşları ustalıkla yapmak, genetik potansiyelin doruklarına ulaşmak o kadar da kolay değil. Bakalım Victoria's Secret melekleri dört dörtlük olmak için neler yapıyorlarmış...

Adriana Lima:  Baş mankenden başlayalım. Öncelikle o pürüzsüz cildi koruyabilmek için sadece güneş koruyucu ve nemlendirici sürüyormuş Adriana. Zaten şovlarda ağır makyaja maruz kaldığından günlük hayatında cildine fazla yüklenmemeyi tercih ediyormuş. Beslenme konusuna gelirsek, kendisi kolay kolay kilo almayan şanslı kesimden. Fakat yine de kendini salmıyor, düzenli olarak spor yapıyor. Boks yapmayı çok seviyor ve günde 2,5 litreden fazla su içiyor.

Miranda Kerr:  Çocuk sahibi olmasına rağmen üstün fiziğini koruyanlardan. En önemli güzellik formüllerinden biri sık sık sebze ve balık tüketmek. Biliyoruz ki vitamin ve mineraller gerek organ ve sistemler, gerekse cildi içten beslemek adına en önemli besin maddelerinden. Kendisi bunu iyi kullanıyor:) Ayrıca her fırsat bulduğunda koşuyormuş Miranda. Sıfır selülite sahip olmak işte bu yollardan geçiyor onun için.

Alessandra Ambrosio:  Dövüş sporları ve sambayla oldukça yakından ilgiliymiş Alessandra. Beslenme konusunda kendisine koyduğu kuralsa oldukça zekice; hiçbir yemekten 2 kaşıktan fazla tatmıyormuş. Tam da sağlıklı olanı yapıyor yani, hem her şeyden tadarak zevkini tatmin ediyor, hiçbir yemekte aklı kalmıyor; hem de bir yemekten tabaklarca yiyip aşırıya kaçmıyor.

Rosie Huntington:  Formunu en çok su içmeye borçluymuş Rosie. Çok da doğru yapıyor. Su adeta vücudumuzun benzini. O olmadan ne metabolizma olur ne yağ oksidasyonu. Ayrıca düzenli spor yapıyormuş. Beslenme konusunda ise şöyle bir alışkanlık edinmiş kendine; soslu, şekerli, kızarmış hiçbir şeyi yemiyormuş. (Kendisini en yakın zamanda ülkemize bekleriz, barbunya pilakileri, baklavaları görüp yine de dayanabilirse helal olsun)

Bar Rafaeli:  Kendisinin en en en büyük avantajı tatlı yemeyi sevmemesi. tatlı sevilmez mi ayol? İnsan değil bunlar dediğinizi duyar gibiyim. Tatlıdan alacağı şekeri meyveden almayı yeğliyormuş. Haftanın yarısı sadece salata ve meyve yiyormuş. Düzenli spor yaptığını söylememe gerek yok sanırım.


Sanırım bu beş güzelin güzel ve formda kalma teknikleri kendinize pay çıkarmanıza yetecek de artacaktır bile. Değil beş, on beş tanesinin de sırlarını öğrensek; bu işin püf noktası bol su içmek, spor yapmak ve her besinden ölçülü tüketmekten geçiyor sevgili hemcinslerim. Hepinize sağlıklı günler dilerim!



Gider ayak şu Victoria's Secret Sevgililer Günü Reklam Tanıtım Filmi'ni de şöyle bırakayım. İzleyip iç geçirmek yok, ders almak var ona göre! :)
0 yorum

5 Adımda Evde Manikür

Bir kadını gösteren en önemli unsurlardan biridir elleri. Asla saklayamaz, sürekli göz önündedir, bakımlı ve güzel olmalıdır. Manikür yaptırmak için kuaföre her ay bir ton para dökmeyin, evde hem daha steril, hem de daha pratik biçimde kendi manikürünüzü yapın!


1-Öncelikle, ellerinizi ve tırnaklarınızı bol su ve sabunla güzelce yıkayın. Ojeleriniz varsa temizleyin. Aseton tırnağa zarar verebilir, fazla ovmadan nazik hareketlerle silmeye çalışın.

İpucu: Eğer koyu renk ojeleri tırnaklarınızdan çıkarmakta güçlük çekiyorsanız, ojeyi sürmeden önce altına 1 kat şeffaf oje sürebilirsiniz. Dayanıklılığını da artırmış olursunuz.

2-Ellerinizi, 1 kap suya limon ve zeytinyağı hazırlayarak içinde bekletin. Zeytinyağı etleri yumuşatacak, limon ise tırnakları beyazlatıp daha sağlıklı bir görünüm verecektir.

3-Ellerinizi tekrar yıkadıktan sonra, tırnaklarınızı çok dipten olmamak üzere kesin. Kütikül dediğimiz, tırnak dibindeki etleri asla kesmeyin! Kütiküller, mantar enfeksiyonlarından ellerinizi korumaktadır. Tahta çubukla nazikçe tırnak dibine iterek görünmelerini engelleyebilirsiniz.

4-İşleminiz bittikten sonra nemlendirici, besleyici bir el kremini tırnaklarınıza ve ellerinize masaj yaparak yedirin.

5-Elleriniz nemlendiriciyi iyice emdikten sonra, ojelerinizi sürmeye başlayın! Daha uzun süre kullanmak istiyorsanız, altına ve üstüne birer kat şeffaf oje sürün.

İpucu: Ojelerinizi sürdükten sonra ellerinizi buzlu suda bekletmek, daha çabuk kurumasına yardımcı olur. Fakat bu işlem, ojenizin ömrünü azaltır!
0 yorum

Dismenore Nedir? Başa Çıkma Yöntemleri Nelerdir?

Ağrılı adet görmek, tıp dilinde 'dismenore' olarak adlandırılır. Bu ağrılar geçmişten günümüze kadar pek çok kadının karşı karşıya geldiği, yaş ilerledikçe şiddeti azalan, genellikle ani başlangıçlı; sıklıkla kramp şeklinde olan, kasık, bel ve kimi zaman da uyluk kısmına doğru yayılabilen ağrılardır. Rahim kasılmalarının yansıyan ağrı olarak bu bölgelere yansıması sonucu cereyan etmektedirler.

Bu yazıyı yazarken amaçladığım şey; menarş döneminden menopoza kadar ortalama 21-35 gün arası bir döngüyle adet görmek durumunda olan kadınların bu ağrıları nasıl en hafife indirgeyebileceği, hangi yöntemlerle, hangi besinleri tüketerek bunu sağlayabilecekleri hakkında bilgi vermek.

Adet ağrıları, ortalama 5 gün süren bir menstrüasyonun sıklıkla ilk 3 gününde hissedilir. Alel acele ağrı kesicilere sarılmadan; evde uygulayabileceğiniz doğal yöntemlerle ağrı yönetimini gerçekleştirmenin pek çok yolu bulunmaktadır. Şunu unutmamak gerekir ki; her ilaç bir zehirdir, ilaç son çaredir.

Her şeyden önce şunu da söylemek gerekir ki; bu ağrılar dayanılamaz şiddette ise, kişinin performansını ve yaşamını etkiliyorsa mutlaka bir jinekoloji uzmanına görünmek gerekir. Çünkü ardında endometriozis, tümör, polip, demir eksikliği anemisi, uygunsuz RİA kullanımı gibi sekonder dismenoreye sebep verebilen patolojiler yatıyor olabilir.

REGL AĞRILARINI HAFİFLETEN BESİNLER:

-Adet döneminde ağrıların yanında vücuttaki ödem de büyük ve rahatsız edici bir sorun. Bunun önüne geçmeniz, ağrılarınızı da hafifletecektir. Bunun için; ananas, maydanoz, tüm yeşil yapraklı sebzeler, nar, kivi, kavun, tüketebilirsiniz.

Ayrıca maydanoz sapı, mısır püskülü, kiraz sapı, ıhlamur, kimyon, funda yaprağı, kuşkonmaz, kekik gibi bitkileri sıcak suda demleyip çaylarını içebilirsiniz.

Ödemi azaltmak kadar artırmamak da önemli. Bu nedenle kafein, alkol, sigara, asitli içecekler, tuz, rafine şeker ve karbonhidratlardan mümkün olduğunca uzak durmanız fayda edecektir. O nedenle adet dönemindeki kaçınılmaz tatlı krizlerini mümkün olduğunca doğal şekerlerle, taze veya kuru meyvelerle atlatmalısınız. 

Ekmeği de tam buğdaylı veya çavdarlı tüketirseniz kan şekerinizi dengede tutar, krizlerin önüne geçmiş olursunuz. Eğer tatlı isteği geçmek bilmiyorsa, şerbetlilerden ziyade sütlü tatlılara yönelmelisiniz.

Ayrıca elbette en az 2,5 litre su tüketmelisiniz.

-Ağrılara bir de kabızlık eklenirse hissedilebilirliği daha da artacağından bol lifli gıdalar tüketip barsak hareketlerini düzenlemelisiniz. 

-Fındık, fıstık, badem, ceviz gibi kabuklu kuruyemişler tüketmelisiniz.

-Hayvansal yağlardan ziyade bitkisel yağlara yönelmelisiniz.

REGL AĞRILARINI HAFİFLETEN FİZİKSEL HAREKETLER:

-Uzun süre ayakta durmaktan, ağır egzersizlerden kaçınmalısınız. Temiz havada yapacağınız 30-35 dakikalık hafif tempolu yürüyüşler ağrılarınızın hafiflemesine yardımcı olacaktır.

-Ilık suyla yapılan duş da vücudunuzu gevşetecek, yine büyük fayda sağlayacaktır.

-Değinilmesi gereken önemli bir konu da; pek çok kadının ağrıyı hisseder hissetmez kaynar suyla doldurup karnına koyduğu sıcak su torbaları. Sıcak kompres, damarların genişlemesine ve kan akımının hızlanmasına neden olur. Fakat direkt olarak karın üzerine yapılan uygulamalardansa, torbayı ayaklarınızın altına koyarak ısıyı tüm vücuda yaymak en faydalısı olacaktır. 

-Aşırı sinir ve stres ağrıları artıracağından, mümkün olduğunca dinlenmeye özen göstermelisiniz.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR:

YANLIŞ: Adet döneminde banyo yapmak sakıncalıdır.
DOĞRU:Adet döneminde vajinadan gelen kan mikroorganizmaların üremesine elverişli bir ortam oluşturduğundan, bilakis bu dönemde ılık suyla banyo yapılmalıdır.

YANLIŞ: Doğum yaptıktan sonra adet ağrıları geçer.
DOĞRU: Doğumun, adet ağrıları ile organik bir ilişkisi bulunmamaktadır.

YANLIŞ: Döngüde düzensizlik hastalığa işarettir.
DOĞRU: Ara sıra her kadının döngüsünde psikolojik durumuna ve yaşam koşullarına bağlı olarak değişimler olabilir. Fakat bu durum 1-2 aydan fazla süreklilik gösterirse ve uzun süren gecikmeler yaşanırsa doktora başvurulmalıdır.

YANLIŞ: Döngü üzerinden yapılan hesaplamalar, güvenilir bir doğum kontrol yöntemidir.
DOĞRU: Her kadının döngüsü beklenmeyen değişkenlikler gösterebileceğinden, takvim yöntemi güvenilir bir yöntem değildir.



0 yorum

Ömrümüz Su Gibi Olsun

Su, vücut sıvılarında bulunarak, eklemlerin kayganlaşmasına neden olur. İdrarla zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
Diyette proteine göre karbonhidrat ve yağın yüksek olması metabolik suyu artırır. Örnek verecek olursak, bir bardak sütün %89’u, bir ince dilim ekmeğin %38’i, bir elmanın % 84’ü, bir yemek kaşığı balın %17’si sudur. Ek olarak gün içinde içtiğimiz çay, kahve, soda, gazlı ve gazsız içeceklerle de su almaktayız.
Hücre ve kas dokularını güçlendirir. Karbonhidratları, yağları, proteinleri, hormonları ve oksijeni, kanda bulunarak kaslara taşır. Zararlı maddeleri dokulardan uzaklaştırmayı sağlar.
Cildi gerginleştirir, parlaklık kazandırır.
Deri yoluyla, akciğerde solum yoluyla, böbreklerden idrarla ve bağırsaklardan su kaybı vardır. Bu oran ortalama 8-10 bardak sıvı kaybetmek anlamına gelir. Su içmek, susama merkezi ile hormonal olarak uyarılma sonucunda meydana gelir.Vücut toplam suyun %0-1 kadarını kaybedince susama duygusu oluşur.
Çok sıcak ve soğuk havalarda vücut normal ısısını sağlayabilmek için daha fazla su harcar. Yoğun egzersiz ve ağır işler yapıldığında su kaybı fazlalaşır. Hamilelik ve emzirme döneminde, uzun süren yolculuklarda, hastalık durunda, kusma, ishal ve ateşli hastalıklarda, yüksek lifli beslenme içeren diyetler yapıldığında daha fazla sıvı almak gerekir. 
Su tüketimini artırmak için;
- Gün içerisinde çay, kahve yerine su molası verin. Çalışma masanızda bir sürahi ve bardak buludurun.
- Yemeklerinizi ve ara öğünlerinizi su, süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyu ile tamamlayın. Ya da öğünlerinize çorba ile başlayın.
- Toplantılarda ve özel günlerde diüretik etkisi nedeniyle alkol yerine soda tüketin. Ancak fazla soda tüketiminden kaçının. Böbrek sağlığınız için nadir tüketmekte fayda var.
- Egzersiz yaparken ve sıcak havalarda çalışırken mutlaka su için.
- Seyahatleriniz boyunca yanınızda su bulundurun. 
   Ömrünüz su gibi olsun! Su verenleriniz çok olsun:)
.
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI