işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
felç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
felç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cocuk Felci Hastalıgı Ve Belirtileri

Çocuk felci ya da tıptaki adıyla 'poliomelitis'  virüs yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Sinir sistemine saldıran bu virüsten en çok etkilenen grup beş yaş altındaki çocuklardır. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) yaptığı açıklamaya göre bu virüse maruz kalan her 200 vaka’dan bir tanesi kalıcı felç ile sonuçlanmaktadır. Çocuk felci aşı ile %90 üzerinde bir korunma sağlanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde yok denecek kadar az olmakla birlikte geri kalmış ülkelerde halen görülmektedir.

ÇOCUK FELCİ NASIL BULAŞIR
Çocuk felci dışkı yoluyla yayılan bir hastalıktır ve eski zamanlarda, kanalizasyon ve su sistemlerinin bulunmadığı dönemlerde yayılması kolay olan bir hastalık olarak bilinmektedir. Nitekim o dönemlerde büyük salgınlara yol açtığı not edilmiştir. Gelişen kanalizasyon ve su sistemleriyle birlikte hastalığın yayılması ciddi derecede azalmış, çocuklara bulaşma ihtimali daha fazla olduğundan çocuk felci olarak anılmaya başlanmıştır. Hastalığın yaz ve sonbahar aylarında bulaşma olasılığı artmaktadır. Kız çocuklarda erkek çocuklara nazaran daha sık görülür.

COCUK FELCİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR
Çocuk felci çoğunlukla 40 °C’ bulan yüksek ateş, bulantılar, sırt ağrıları ve şiddetli baş ağrılarıyla başlar. Hastalığın görülmesi virüsün vücuda yerleşmesinden 7 ila 21 gün içerisinde başlar. İlk belirtiler ateş , boğaz ağrısı , kusma , baş ağrısı , aşırı yorgunluk , sırtta ağrılar ve boyunda kasılmalar şeklinde olur. Tedavide geç kalınması durumunda birkaç gün içerisinde kol ve bacaklarda felç durumu başlar. Bulaşıcı olması nedeniyle hastayı ayrı yatırmak gerekli ve önemlidir.

COCUK FELCİNİN TEDAVİSİ NASILDIR
Bu hastalığa özgü bir tedavi yöntemi yoktur. Doktorların uyguladıkları tedaviler dinlenme, baş ağrısı ve kas ağrılarına karşı ağrı kesiciler, antibiyotik kullanımı, ağrıları azaltıcı ve yürümeye yönelik fiziksel tedaviler, oluşabilecek nefes alma zorluklarına karşı alınacak tedbirler şeklindedir.

ÇOCUK FELCİNDEN NASIL KORUNURUZ
Çocuk felcinden koruyucu aşının ismi "Salk aşısı" veya "Sabin aşısı" dır. Bu aşısının ilki bebek henüz 6 aylık olmadan önce, ikinci aşı ilk aşıdan 2 ay kadar sonra, üçüncüsü aşıysa ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Aşı yapılan hemen herkes hastalıktan korunur.Amerika2da 1979 yılından bu yana bildirilen bir vaka olmamıştır.
0 yorum

İnmede ilk 4 saat hayati önem taşıyor



Doç. Dr. Yakup Krespi, inme (ani felç) ve tedavisi hakkında bilgi verdi.




İnme, dünya genelinde ilk, Türkiye’de ise üçüncü sakatlık sebebi arasında yer alıyor. Yaş ilerledikçe artan inme riskinde, yaşam tarzı önemli rol oynuyor. Diyabet, sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve aşırı kilo inmeye sebep oluyor. Doç. Dr. Yakup Krespi, inme ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

İNME ANİDEN ORTAYA ÇIKIYOR
İnme bir hastalık değil, durumdur. Aniden ortaya çıkan ve hiçbir habercisi olmayan bir beyin fonksiyonu kaybıdır. Bu durum, halk arasında felç olarak adlandırılmaktadır ki kısmen doğrudur. Hasta o sırada konuşamazsa, konuşma fonksiyonu; yutamazsa, yutma fonksiyonu; göremezse, görme fonksiyonu felç olur. Kısacası beynin bir fonksiyonu kaybolduğunda ortaya felç çıkar. Ani felçle gelen hastaların yüzde 80-85’inde damar tıkanması sorunu görülmektedir. İnmeye yol açan riskler; kol ve bacakta güç kaybı, ani konuşma bozukluğu, ani görme kaybı, ani duyu kaybı, baş dönmesi, dengesizlik, çift görme, baş ağrısına bağlı olarak bulantı ve kusma şeklinde sıralanabilir.

KALP KRİZİ VE İNME ARASINDA YAKIN İLİŞKİ VAR
Kalp krizi riski, genç yaşta; inme riski, daha ileri yaşta ortaya çıkmaktadır. Kalp krizi geçiren bir hastada inme riski; inme geçirmiş bir hastada, kalp krizi geçirme riski yüksektir. İnme geçiren bir hasta iyi tedavi edilmez, riskleri iyi bir şekilde azaltılmaz ise, kalp krizi geçirme ve kalp krizinden hayatını kaybetme riski de artar. Aynı şekilde kalp krizi geçirmiş bir hastanın riskleri iyi yönetilmezse, yaslandıkça inme geçirme riski artacaktır. Bazı kalp rahatsızlıkları inme riskini direkt artırmaktadır. Bunlardan biri, kalpteki ritim bozukluklarıdır. “Atrial Fibrilasyon” denilen ritim bozukluğu, kalpteki pıhtı gelişmesine zemin hazırlamakta, inme riskini de yükseltmektedir. Bu sebeple ritim bozukluğunun erkenden tanınması, varsa da kan sulandırıcı ilaçlarla inmenin engellenmesi gerekmektedir.

İNME TEDAVİSİ ZAMANLA BİR YARIŞ
İnme tedavisinin karşısında duran en büyük engel bireylerdir. Genellikle inmenin tedavi edilebildiği bilinmediği için hastaların hastaneye ulaştırılmasında çok geç kalınmaktadır. İnme tedavisinde başarılı olunması için tıkanan damarın en kısa sürede açılması gerekir. Bu, ya toplardamar yoluyla verilen bir pıhtı eritici ilaç tedavisi ya da kalpte olduğu gibi anjiyografik yöntemle, tıkalı damarın açılmasıyla yapılır. Eğer zamanında müdahale edilmezse, açılan damarın bir hükmü kalmıyor. Hatta damar geç açılmışsa, beyinde kanama riski de artıyor. Pıhtı eriticinin inme geçirildikten sonraki ilk 4,5 saat içinde, anjiyografik tedavinin ise ilk 8 saatte hastaya mutlaka uygulanabilmiş olması gerekiyor. Toplardamar yoluyla yapılan ilaç tedavisi ilk 1,5 saatte gerçekleşirse, tedavi edilen üç hastanın birinde; ilk üç saatte yapılırsa, 7 hastanın birinde; ilk 4,5 saatte yapılırsa, 11 hastanın birinde felç ortadan kalkar.

İNME UYKUDA YAKALIYOR
İnmelerin önemli bir kısmı uyurken ortaya çıkıyor. İnmenin ne zaman gerçekleştiği bilinmediği için tedavi de zorlaşıyor. Bu nedenle inme belirtileri ortaya çıktığında, hasta yalnız değilse, yanındaki kişiye önemli görevler düşüyor. Yüzdeki felci anlamak için hastanın gülümseyip, dişlerini göstermesi istenebilir; bu şekilde yüzün bir tarafa kayıp kaymadığı görülebilir. İki kolunu havaya kaldırması söylenebilir; eğer biri erken düşerse sıkıntı var demektir. Kişi ayağa kalkmaya çalışırken kalkamıyor, konuşmakta güçlük çekiyor ve düzgün cümle kuramıyorsa felç geçiriyor demektir. Bütün bu belirtilerin farkındaysak beklememeli, vakit kaybetmeden hastayı tam teşekküllü bir hastaneye götürmeliyiz. Hastanın yüzüne su serpmek, başını soğuk suyun altına tutmak gibi işlemlerle vakit kaybedilmemelidir. Eğer ambulansın gelmesi uzun sürecekse, kendi arabanızla hastanın olabilecek en kısa sürede hastaneye götürülmesi gerekmektedir.

DOĞRU ZAMANDA DOĞRU TEDAVİ HASTAYI ESKİ YAŞANTISINA KAVUŞTURUYOR
İnme geçirmiş bir hastanın şanslı kabul edilebilmesi için ilk 4,5 saatte “tedavinin yapıldığı” hastaneye ulaştırılması gerekmektedir. Doğru zamanda doğru tedaviler alan bir hasta, %70 eski yaşantısına geri dönebilmektedir.
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI