işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
mide etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mide etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Reflüye karşı dikkat edilecek 10 yiyecek!

Mide Reflüsü olarak bilinen Gastro Özofageal Reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması nedeni ile oluşur. Reflü, asit ,safra ve pankreas sıvısı içeren mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini bu mide içeriğinden koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır.




Erişkinlerin yaklaşık %20'sinde reflü görülür. KadıköyŞifa Sağlık Grubu Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Levent Eminoğlu, bol miktarda gıda tükettiğimiz Ramazan ayında reflüye yol açabilen yiyecekler hakkında detaylı bilgi veriyor!

Bir reflü hastası her zaman için beslenme konusunda kendi uzmanı olmalı ve kendisini en çok etkileyen gıdaları belirleyip bu gıdaları mümkün olduğunca diyetinden çıkarmalıdır. Her gıda her kişide aynı etkiyi yapmayacaktır. Yediğimiz gıdanın ne olduğunun yanı sıra, yediğimiz miktar, yediğimiz zaman ve yanında tükettiklerimiz, bu gıdaların etkisini değiştirecektir.

Narenciye ve reflüPortakal, greyfurt ve ekşi mandalina ile limon klasik olarak relüyü tetiklerler. Çok asitli olduklarından bu gıdaların tüketilmesi mide ve göğüste yanmaya neden olabilir. Özellikle aç karnına yenmemelidirler. Miktar sınırlandırıldığı ve tok tüketildiği sürece çok sorun yaratmayabilirler.

Domates ve reflüLikopen içermesi nedeni ile özellikle son yıllarda çok sağlıklı bir sebze olarak nitelendirilen domates asidik yapıda olduğundan özellikle yatkınlığı olan kişilerde reflüye neden olabilir. Aç karnına tüketilmesi reflüyü daha da artıracaktır. Pişmiş domatesin böyle bir etkisi yoktur.

Baharatlar ve reflüAcı yeşil biber, kırmızı biber ve karabiber içeren gıdalar reflünün en büyük tetikleyicilerindendir. Baharatlar aşırı tüketildiklerinde reflüsü olmayan kişilerde dahi midenin savunma mekanizması olan alkali örtüye zarar verebilirler. Reflü hastalığı olan kişilerde ise asit salınımını artırarak göğüste yanmayı tetiklerler. Bu nedenle çoğu kez yanma hem mide hem de göğüste algılanabilir.

Nane ve reflüÇoğu kez mide bağırsak hastalıklarında rahatlama ve tedavi amaçlı kullanılan nane aslında bir reflü tetikleyicidir. Yemek borusu ve mide arasındaki kapak düzeneğinde gevşemeye yol açtığından mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçışını artırır ve reflüyü başlatır. Özellikle mide içi basıncının arttığı yemek sonrası dönemde tüketilmemelidir.

Eski kaşar, fıstık, yağlı pirzola ve reflüBu gıdaların ortak paydası hepsinin çok yağlı olmasıdır. Yağlı gıdalar mide boşalımını geciktirir. Mide boşalımı geciktiğinde basınç yüksek kalacağından mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçışı hızlanacak ve kolaylaşacaktır. Özellikle de akşam yemeklerinde yağlı gıdalardan kaçınılmalıdır.

Alkol ve reflüÖzellikle fermente edilmiş alkoller (kırmızı şarap, viski, konyak ve bira) reflüyü arttırır. Özellikle yağlı bir yemeğe eşlik ettiklerinde bu etki çok daha fazla görülecektir. Reflüyü arttırmalarındaki en önemli etken nanede olduğu gibi mide ve yemek borusu arasında çalışan ve reflüye engel olan mide kapak düzeneğinin basıncını düşürmeleri ve reflüyü kolaylaştırmalarıdır.

Kafein ve reflüKahve, çay, tatlandırılmış gazlı içecekler, buzlu çay gibi kafein içeren içecekler çoğu reflü hastasının yakından bildiği gibi reflüyü çok hızlı şekilde tetiklerler. Kahve severlerin sabah kahvesi sonrasında gün sonunda kahve ve kafein içeren diğer içecekleri tüketmemeleri gerekir.

Çikolata ve reflüÇikolata iki nedenle reflüye yol açar. Birincisi özellikle de aç karnına ve çok miktarda tüketildiğinde yemek borusu ve mide arasındaki kapak düzeneğini gevşetmesi, ikincisi ise kendisi tek başına reflü nedeni olan bol kafein içermesidir.

Gazlı içecekler ve reflüGazlı içecekler yemekle birlikte tüketildiğinde zaten artmış olan mide içi basıncını, içerdikleri basınçlı gazın midede serbest hale dönüşmesi ile çok daha fazla arttırırlar. Artmış olan bu basınç ise mide içeriğinin yemek borusuna kaçışını çok kolaylaştırır.
0 yorum

Erken teşhis mide kanserinden kurtarır mı?

Genel olarak kanser hastalığı erken evrede yakalanırsa, şifa yönünde bir gelişme sağlanabilir. Bu durum, mide kanseri için de bire bir doğrudur.

Bu, kimi denenmiş uygulamalar sonucunda da bilinmektedir. Japonya’da mide kanseri sık görülen bir hastalıktır. Eğer bireyler üzerinde körlemesine yapılan endoskopilerle mide kanseri erken yakalanırsa, bunu cerrahi olarak kesip çıkarmanın mümkün olduğu ve bu hastaların en azından bir kısmında, bir daha mide kanseriyle ilgili bir şikâyet yaşanmadığı görülmüştür.

Dolayısıyla mide kanserinin erken evrede yakalanması, şifa sağlanabilecek bir durumdur ve bununla ilgili de herhangi bir kuşku yoktur.

Burada asıl sorun, hangi evre mide kanseri erken yakalandığında şifa bulma imkânının olduğudur. En ideali, mide kanseri henüz midenin içindeyken ve oradan çıkıp midenin etrafındaki lenflere sıçramadığı evredir. Bu evrede şifa şansı yüksek olur.

Kanserin lenflere sıçraması halinde şifa bulma olasılığı biraz düşer. Ama eğer lenflerin de ötesine geçmişse ve çevre organlara yayılmışsa, o zaman şifa şansı yoktur.
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI